Yazı ve paylaşımlarımıza Sosyalbaba.com sitemizde devam ediyoruz..
http://www.sosyalbaba.com
22 Ekim 2014 Çarşamba
22 Mayıs 2014 Perşembe
Baba Olmak..
Dokuz
aylık süreçte fizyolojik değişimleri, somut acıları yaşamasam da o duyguyu her
an yüreğimde hissettim. Bu süreç sağlıcakla neticelensin diye yapmam dediğim
şeyleri yaptım. Hepsi geçti gitti ve oğlum 14 mart 2014'de ben de varım artık
dedi. Baba oldum.
Doğumhane
kapısında bekleyen baba adayı iken dakikalar bir türlü geçmedi, düşünceler
birbiri ardına zihnimi meşgul etti. Zaman adeta durdu.
Sonra
bir hemşire kucağında mosmor, yüzü gözü şişmiş, avazı çıktığı kadar ağlayan,
çirkin mi çirkin bir bebek getirdi. "tebrikler" dedi. Bakakaldım. İlk
kez böylesi bir duyguyu yaşayan ben, nasıl bir tepki vereceğimi bilemedim.
Benden bir parça olan o ufacık beden, onca zamandır sabırsızlıkla beklediğimiz,
gecemizi gündüzümüzü onu düşünerek geçirdiğimiz oğlum karşımdaydı. Gözlerim
doldu. O ufacık bedene dokunmak bir kenara, bakarken bir elim ayağım titredi
heyecandan.
Sonra
oğlumu kontroller için götürdüler.
Bir
süre sonra eşim de doğumhaneden çıktıktan sonra odamıza geçtik.
Tek
ilgi noktamız oğlumuzdu. Sürekli onunla ilgileniyor bir yandan da rutin
tetkikler yapılıyordu.
Oğlumun
crp ve bilirubin düzeyinin yüksek çıkması, beslenme konusunda yaşadığımız
sıkıntılar, sevincimizi korku ve endişeye dönüştürdü.
Hastanede
ki ilk gece sabaha kadar uyuyamadım. Sadece onu izledim, nefes alıyor mu diye.
Ertesi gün yinelenen tetkiklerde değerlerin bir kez daha yüksek çıkması ve
ayrıca beslenememe durumunun da devam etmesi ömrümüzden ömürler aldı. Bizleri
perişan etti. Hastaneden dışarı attım kendimi ve oğlum için o gün ilk kez
ağladım. İşte o zaman anladım çetin tekindorun, gördün mü evlat ne demek derken
anlatmak istediğini. O gün bunu çok iyi anladım.
Bazen,
başımıza gelen zorluklar, sıkıntılar bizi manen büyütüyormuş. Bu sıkıntılı
dönemlerde oğlumla birlikte ben de büyüdüm. Şimdi neredeyse üç aylık. Ne
enfeksiyonu ne yenidoğan sarılığı ne de beslenememe gibi sıkıntıları kaldı.
Oğlum
ile birlikte aslında ben de yeniden doğduğumu anladım.
Bence
antidepresan etkisi gösteren şeylerin başında bebeğinizi kucağınıza almanız yer
almalı.
Onu
kucağıma aldığımda, zaman akmasın istiyorum. Bir tebessüm ile gündelik telaşlar,
sıkıntılar, zorluklar bir anda yok oluyor.
Artık
gülücükler hatta kahkaha bile atıyor. Bazen kendince bir şeyler de anlatmaya
çalışıyor.
Anlamıyorsun
ama elbette ki mutlu oluyorsun.
22 Nisan 2014 Salı
Yaşayacağın her güzel şey senden, her kötü şey ise benden kaynaklanacak..
Oğlum, Talha Eymen'im, merhaba...
Bu senin doğumdan sonra aklımda olan fakat ancak şimdi fırsat bulabildiğim bir hayaldi.
Baban soğuk kanlı bir adamdır ancak tembel değildir, çok da zaman kaybetmedim merak etme.
Günü gelip de bu yazdıklarımı okuduğunda tarihe bakarsan daha 2.aya bile girmedin varlık sahasında...
Bunu neden yapıyorum diye merak edenler olacaktır tıpkı senin de merak edeceğin gibi.
Benim kuşağım teknolojinin çok hızlı ilerlediği ve günbegün yaşadığımız zamana yabancılaşan bireyler olduk ne yazık ki!
Bundan yakındığımı sanma; bu, zamanın anlatılmaz fakat yaşandıkça farkına varılabilen bir özelliği.
Eğer Turgenyev'in "babalar ve oğullar" kitabını okumakta benim kadar geç kalmazsan sen de anlayacaksın ne demek istediğimi.
Bir zaman gelecek ki sen beni belki anlamakta zorluk çekeceksin.
Benim söylediklerimin gerçek hayatta yerinin olmadığını, benim bağnaz, kör, yaşadığı çağı bilmeyen aptal bir cahil olduğumu düşüneceksin. Elbette bunda haklılık payın da olacak. Fakat umarım, analitik düşünmenin çok önemli ve efektif olduğu algısının yaratılmaya çalışıldığı bu çağda diyalektik düşünmeyi de becerebilen o azınlıktan olursun... Böylece babanın nasıl düşündüğünü ve neden sana aptalca gelen saçma sapan fikirleri inançla savunduğunu da anlayabilirsin.Burada sana bir miras bırakıyorum.
Bir süre sonra eğer Allah bize o günleri yaşatırsa, eli tutmayan, gözü eskisi gibi görmeyen ve beyni gittikçe hantallaşan baban neler yaşamış, neler görmüş de bu hale gelmiş bunu anlayabilmen için her şeyle ilgili, dünyayı nasıl gördüğümle, neleri sevip neleri pek sevemediğimle, mesleğimle ilgili, ilgi alanlarımla ilgili küçük notlar bırakacağım...
Bunlar zaman içinde benim de kendi kişisel serüvenimde nelerin etkisi olduğuna dair küçük detaylar barındıracaktır. Böylece ben de zaman içinde nasıl bir insan olduğumu seninle birlikte nasıl bir baba olduğumu anlayabileceğim belki de...
Sen benim ilk göz ağrımsın, o yüzden ben baba olmayı seninle öğreneceğim. Bu öğrenme sürecinde seni üzdüğüm ve anılarında belki de yer edecek her kötü anı için senden özür dilerim. İsteyerek bir kötülük yapmayacağıma inan.
Yaşayacağın her güzel şey senden her kötü şey ise benden kaynaklanacaktır.
Allah senin de benim de yardımcımız olsun...
Bu senin doğumdan sonra aklımda olan fakat ancak şimdi fırsat bulabildiğim bir hayaldi.
Baban soğuk kanlı bir adamdır ancak tembel değildir, çok da zaman kaybetmedim merak etme.
Günü gelip de bu yazdıklarımı okuduğunda tarihe bakarsan daha 2.aya bile girmedin varlık sahasında...
Bunu neden yapıyorum diye merak edenler olacaktır tıpkı senin de merak edeceğin gibi.
Benim kuşağım teknolojinin çok hızlı ilerlediği ve günbegün yaşadığımız zamana yabancılaşan bireyler olduk ne yazık ki!
Bundan yakındığımı sanma; bu, zamanın anlatılmaz fakat yaşandıkça farkına varılabilen bir özelliği.
Eğer Turgenyev'in "babalar ve oğullar" kitabını okumakta benim kadar geç kalmazsan sen de anlayacaksın ne demek istediğimi.
Bir zaman gelecek ki sen beni belki anlamakta zorluk çekeceksin.
Benim söylediklerimin gerçek hayatta yerinin olmadığını, benim bağnaz, kör, yaşadığı çağı bilmeyen aptal bir cahil olduğumu düşüneceksin. Elbette bunda haklılık payın da olacak. Fakat umarım, analitik düşünmenin çok önemli ve efektif olduğu algısının yaratılmaya çalışıldığı bu çağda diyalektik düşünmeyi de becerebilen o azınlıktan olursun... Böylece babanın nasıl düşündüğünü ve neden sana aptalca gelen saçma sapan fikirleri inançla savunduğunu da anlayabilirsin.Burada sana bir miras bırakıyorum.
Bir süre sonra eğer Allah bize o günleri yaşatırsa, eli tutmayan, gözü eskisi gibi görmeyen ve beyni gittikçe hantallaşan baban neler yaşamış, neler görmüş de bu hale gelmiş bunu anlayabilmen için her şeyle ilgili, dünyayı nasıl gördüğümle, neleri sevip neleri pek sevemediğimle, mesleğimle ilgili, ilgi alanlarımla ilgili küçük notlar bırakacağım...
Bunlar zaman içinde benim de kendi kişisel serüvenimde nelerin etkisi olduğuna dair küçük detaylar barındıracaktır. Böylece ben de zaman içinde nasıl bir insan olduğumu seninle birlikte nasıl bir baba olduğumu anlayabileceğim belki de...
Sen benim ilk göz ağrımsın, o yüzden ben baba olmayı seninle öğreneceğim. Bu öğrenme sürecinde seni üzdüğüm ve anılarında belki de yer edecek her kötü anı için senden özür dilerim. İsteyerek bir kötülük yapmayacağıma inan.
Yaşayacağın her güzel şey senden her kötü şey ise benden kaynaklanacaktır.
Allah senin de benim de yardımcımız olsun...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
